Tarih 30 Eylül 2012
Emek Bahçeli'li olmanın bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Çocukluğumun, ilk gençliğimin ve son gençliğimin ilk zamanlarının en güzel ve en özel anlarını yaşadığım mahallem. Hayatımın 33 senesini bilfiil doya doya yaşadığım özel mahallem. Aklıma geldikçe gözlerimin dolduğu, daha sonrasında yaşadığım hiç bir yere benzemeyen mis kokulu mahallem.
İstanbul'a geldiğim ilk günlerdeki mahalleme, arkadaşlarıma, dostlarıma olan özlemim aradan 8 sene geçmesine rağmen azalmamış tersine çığ gibi büyümeye devam etmişti. Taa ki o güne kadar... Face Book isimli sitenin açılması ile bulduğum okul arkadaşlarım sayesinde bir parça olsun giderdiğim özlemim sevgili Aylin'in bu muhteşem grubu kurması ve her gün grubun büyümesi ile heyecana dönmeye başlamıştı. Aynı duygular ile bir sayfada birleşen Ankara'dan, İstanbul'dan, İzmir'den, Bodrum'dan, Mersin'den hatta Almanya'dan bir sürü insan vardı. Herkes aynı anda konuşmaya çalışsa da o sevgi selini, o özlemi, o saygıyı, o naifliği hissedebiliyordum. Evet EMEK BAHÇELİ'NİN SAYGIN, KALİTELİ, SEVGİ DOLU İNSANLARI İŞTE.. MAHALLEMİN İNSANLARI İŞTE...
Baktık İstanbul'da da oldukça fazla kişiyiz ve baktık ki Ana Kara (Ankara) birlikteliklerini sanal alemde değil de reele taşımaya başladı. Eee dedik biz ne duruyoruz. DAVRAN İSTANBUL BULUŞMA GÜNÜ :) Ve sevgili arkadaşım Ferda Ketrez ile toplayalım mahalleyi dedik. Şöyle güzel bir kahvaltı edelim hep beraber çoluk çocuk. Eski günleri yad edelim. Senelerdir birbirini görmeyenler hasret gidersin. Senelerdir aynı mahallenin havasını içine çekmiş ama birbirini hiç görmemiş olanlar görüşsün kaynaşsın.
Burası İstanbul öyle ha diyince kalkıp bir yerden bir yere gidilmiyor doğrusu. Ama bu hasrete yol mu dayanır. Dayanmaz tabii hele hele de ilk buluşmamızda sevgili Baha Şen ve Erol Dalyan kalkıp taa Ana Kara'dan geliyorlar. Varın gerisini siz düşünün.
Hemen kollar sıvandı. Sevgili Mehmet R. Başbuğ kahvaltı edeceğimiz yer ile görüştü. Pendik Marina'da Beyce Restaurant'da buluşacaktık. Hazırlıklar tamamlandı vee sabah bir türlü olmak bilmedi bana.
Hayatımda yaptığım en güzel kahvaltılardan biriydi benim için.Hava oldukça güzeldi, Ana Kara'mın simidi vardı, yemekler, tatlılar, çaylar, kahveler ama en önemlisi sıcak sımsıcak dost muhabbeti. Erol abi taa Ana Kara'dan getirmişti simidi. Bir de Ana Kara'daki dostlarımın bize evlilik hediyesi olarak gönderdikleri, çok sevdiğim ağabeyim Hakkı Corogil'in el yapımı deri tepsisi vardı ki ben ve eşim için en anlamdı anıydı günün. Sohbetler edildi, hasret giderildi, yenildi içildi güzel bir sabah geçirdikten sonra misafirlerimizi bırakmak olmazdı tabii. Akşam üzerine kadar gezdik kopamadık birbirimizden. Artık bundan sonra da kopmayız zaten. Anklara'lı olmak böyle bir şey. ANKARA EMEK BAHÇELİ'Lİ OLMAK BÖYLE BİR ŞEY İŞTE.
Şimdi de 16 Aralık'ta Mecidiyeköy'de buluşuyoruz. Eee dedim ya İstanbul farklı, İstanbul büyük. O nedenle bir o yakada bir bu yakada.. Yok yok şaşkın değiliz biz, seviyoruz birbirimizi. Yer yurt farketmiyor. Ha o yaka ha bu yaka birlikte olalım da...
Görüşmek üzere dostlar
Saygılarımla
Işıl TOKELLİ
0 yorum :
Yorum Gönder