Santo Cafe

1970-1983 arasında o bölgede emek Bahçeli arasında çok popüler cafe diyelim . Çok güzel anılar olan gençlerin okul öncesi sonrası veya Cmt pazar mutlaka uğradıkları buluşma noktası sohbet ve muhabbet in canlı olduğu yer

Azeri Turşucusu

Bu mahallede en çok bilinen esnaflarımızdan birisi, buraya yolu düşüpte Azeri Turşucusundan turşu suyu içmemiş kimse olduğunu sanmıyoruz.

Şişman Pastanesi

Bir dönem Emek -Bahçelide oturan herkesin boğazından Azerinin turşu suyu, Şişman'ın maraş dondurması geçmiş. Geçmese zaten Emek-Bahçelide yaşamamıştır

Eser Sitesi

1960 lı yılların en başı Emek İnşaat Emekli Sandığı çalışanları için Ankara'daki ilk siteyi inşaa ettiriyor.

İsrailevleri

Emek'teki İsrailevleri'ne, İsrailli bir firmaya ait olmasından dolayı bu isim verilmiştir. İsrailevleri'nin 1953'te milletvekilleri ve üst düzey bürokratlarının kurduğu bir kooperatif olduğu kitaplarda yazar. Kooperatifin ilk adı Dikmen Yapı Kooperatifi'dir.

Kıraner Evi

Çankaya İlçesi Bahçelievler Mahallesi’nde bulunan Kıraner Evi, 1960’lı yıllarda üretilen müstakil konutlar içerisinde mekân zenginliği, açık plan anlayışı, özgün malzeme kullanımı ve cephe düzeni ile önemli bir yere sahiptir. Toplam 700 m2’lik alan kullanımı olan yapının tasarımınınn kime bilimemektedir.

Yeşiltepe (Yıldız) Blokları

Avrupa'da görülen ART DECO mimarisinin çok güzel bir yansımasıdır. Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığının çağdaş mimarlık normlarını da kullanarak yeni bir ulusal mimarlık üslubu oluşturma çabasının en güzel örneklerindendir.

Arı Sineması

Sadece Ankara’nın değil, Türkiye’nin en büyük sineması Ankara’da ilk sinemanın açıldığı 1920 yılından, Arı Sineması’nın açıldığı 1969 yılına kadar şehrin en büyük ve en modern sineması, tartışmasız Kızılay’daki Büyük Sinema olmuştu. 1550 koltuk kapasiteli Büyük Sinema’nın bu saltanatı, 1969 yılında 1760 koltuk sayısı ile Arı Sineması’nın açılışına kadar sürdü.

22 Eylül 2013 Pazar

EYLÜL DE BULUŞURUZ DEMİŞTİK ANKARA KAHVALTISI 2013

22 Eylül 2013 Pazar

2013 Yaz döneminde önceki donemler gibi aktif olmasak da Eylül ayına hızlı bir giriş yaptık..

Anıtkabir ziyaretimizin ardından ilk buluşmamızı Gazi Mahallesi girişinde bulunan Çakıl Cafe de gerçekleştirdik.

Grubumuza katılan yeni dostlarımız ile daha da renklenen buluşmamızda, İstanbul'dan katılan dostlarımız da bizi yalnız bırakmadılar. Yaklaşık seksenbeş kişi şansımıza güneşli bir sonbahar pazar sabahında keyifli bir kahvaltı yapıp, neşeli sohbetler ettik.

Bu arada boş da durmadık he yıl düzenlediğimiz geleneksel kırmızı yıl başı eğlencemizi bu sene Aralık ayında daha once de Sevgili Haluk Ergin organizasyonunda muhteşem bir hafta sonu geçirdiğimiz Otel Akçakoca'da yapma kararı aldık..

Şehir dışı gezilerimizin en güzel tarafı bizi diğer şehirlerde oturan dostlarımızla bir araya getirme şansı da olması. Hepimiz ortak bir noktada bir araya geliyor ve birlikte olmanın tadını çıkarıyoruz.



 

14 Ağustos 2013 Çarşamba

HAMAL







 
HAMAL

Hayatın yükünü omuzlarımıza almaya ne meraklıyız.

Sanki taşıyabilecekmişiz gibi,
 

Hayat kadar uyanık olabilsek çok daha rahat ve huzurlu yaşayacağız;
 

Kendi yükünü başkalarına taşıttırabilsek....
 

Canın yandığın da , yorulduğun da nefeslenmek istediğin de

Yanındakilere bir bak bakalım.
 

Görebildiklerin varsa.
 

Kalan yaşamında onların yanında ol. ve onlarla paylaş hayatı.
Çünkü o yanındakiler hayatın yükünü sana taşıttırmıyorlar,
 

Hayatın yükünü paylaşarak yükünü hafifletiyorlar.

 




ÖMÜR TOKELLİ 13/08/2013 SAAT : 10:12


7 Nisan 2013 Pazar

KİTAP DOLAPLARIMIZ ÇANKAYA İL GAZETESİNDE


Teşekkürler İl Gazetesi..

Haberin orjinalini görmek için tıklayınız >>

KİTAP DOLAPLARIMIZ HURRİYET ANKARA'DA

Açılışına on beş gunden az bir zaman kala dolaplarımız basında yer bulmaya başladı. 6 Nisan 2013 tarihli Hürriyet Ankara 10. sayfasında dolaplarımızla ilgili kısa bir haber yer alıyor.

Teşekkürler Hürriyet Ankara..

Haberin orjinalini görmek için tıklayınız >>

3 Nisan 2013 Çarşamba

DÖRT HARFLİ KALABALIK : "AİLE"

DÖRT HARFLİ ANLAMLI GERÇEK

Aile kelimesi sihirli bir kelimedir.
 Bilir misiniz dört harften oluşan ama müthiş kalabalık bir anlamı vardır.
Kalabalıktır, sevgidir, saygıdır, birlikteliktir, neşedir, kimi zaman hüzündür, fedakarlıktır, heyecandır.
Dört harf bu anlamlara daha da ilave edebileceğimiz özellikleri içinde barındırır. EBED içinde olduğu gibi
Bir bütün oluşun, iş bölümünün, fedakarlığın en somut örneği  YAMAN OKAY - MERAL OKAY KİTAPLIĞININ açılması için hazırlanan projede gösterilen çabada görülebilir.
EBED in her ferdi kendi çabaları ve istekleri ile hiç bir zorlama içinde olmadan keyifle ve zevkle bir bütün olmanın AİLE olmanın BİZ olmanın başarısını ispat etmiştir.
Dört harfli gerçek işte budur.
Grubumuz, başlangıç olarak hayata geçirmeye ilk adım olarak buradan başladığı etkinliklerini daha da anlamlı sosyal projelerle desteklemeye devam edecektir.
Ailemizin her ferdine sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum.

2 Nisan 2013 Salı

EMEK BAHÇELİ ESKİ DOSTLAR GRUBU TRT AKŞAM SEFASI PROGRAMINDA

 

Her zaman kendimiz etkinlik yapacağız diye bir kural yok, bu günlerde Meral-Yaman Okay Açık Kitap dolabı hazırlıkları ile öylesine meşgülüz ki keyifli bir akşam geçirmek bizim grubumuzun da hakkı diye düşündük..

Sefa dolu bir akşam için grubumuzun Ankara'da yaşayan bir bölümü bu akşam hepimizin anılarında büyük yeri olan Arı Stüdyosunda. Her ne kadar Arı Stüdyosu artık sinema olduğu dönemlerden kalan dekoruna sahip olmasa da yine de hepimizin hafızalarında hala üç katlı o büyük sinema olarak yerini koruyor.

Sevgili dostumuz Bülent Üçöz'ün canlı olarak aktardığı fotoğrafarda dostlarımızın keyifleri yüzlerinden okunuyor.

Akşam Sefası programı ile yorgunluk atan Emek-Bahçeli Eski Dostlar Grubu üyelerine iyi eğlenceler diliyoruz..





1 Nisan 2013 Pazartesi

MERAL-YAMAN OKAY KİTAP DOLAPLARIMIZ VE AÇILIŞIMIZ SÖZCÜ GAZETESİNDE.

Değerli Sözcü Kültür Sanat Yazarı Bilge Mıhcı bugün bize desteklerin en guzelini sağladı.

1 Nisan 2013 tarihli Sözcü Gazetesi Kültür Sanat sayfasında dolaplarımız hakkında harika bir yazı yazdı.

Teşekkürler Bilge Mıhçı..
Teşekkürler Sözcü Gazetesi..

Haberi okumak için tıklayınız >>



31 Mart 2013 Pazar

MERAL - YAMAN OKAY KİTAP DOLAPLARININ HİKAYESİ..

Grubumuz bundan dört yıl önce face book üzerinden tarafımdan kurulduğunda bugunku haliyle 1600 kişilik Ankara Emek ve Bahçelievler Semtlerinde yaşayanları toplamak gibi bir düşünce yoktu. Bende herkes gibi arkadaşlarımı bulmak istiyordum. Ancak geçtiğimiz dört sene içerisinde okul arkadaşlarımız dışında aynı okula gitmesek de aynı sokaklarda buyuduğumuz arkadaşlarımızla da bir araya gelmeye fikri ile birlikte gruba her yeni katılan dostumuz kendi dostlarını ekledi ve bu gün yaklaşık 1600 Emek Bahçeli dostu bir araya geldik.

Sıradan bir face book grubundan farklı olarak düzenli buluşmalarımız, gezilerimiz ve sosyal projelerimiz oluyor. Bunların tamamı grup duvarında yapılan sohbetler neticesinde ortaya çıkıyor ve gonullu dostlarımızın katkı ve emekleriyle hayata geçiriyoruz.

Bu güne kadar beş şehir dışı gezisi, bir çok Ankara ve İstanbul buluşması, TSK Gazi Ziyareti, Anıtkabir ziyaretleri vb etkinlik yaptık. Etkinliklerimiz http://emekbahceli.blogspot.com adresindeki blogumuzda da yer alıyor.

Herhangi bir resmi kimliğimiz yok. Girişimlerimiz için resmi başvuru yapmamız gerektiğinde semtlerimizin en eski okullarından olan Ankara Cumhuriyet Lisesi ve Ankara Deneme Lisesi Mezun dernekleri bize yardımcı oluyorlar ki zaten bir çoğumuz bu okullardan mezunuz.

Açık kitap dolabı projesi 2012 yaz başında bir dostumuzun grubumuzda paylaştığı bir açık dolap fotoğrafı altındaki sohbetle başlayarak gundeme geldi.

Dolabımızı once bir sokağa kurmayı planlamışsak da, sonucta her nereye kuracak olursak olalım resmi bir izin almak zorunluluğu doğacağı fikrine vardık. Bir yandan dolabı kuracağımız yer ararken, öte yandan dolabımıza bir isim arayışına girdik. Yakın bir zamanda kaybettiğimiz ve eğitimini Bahçelievler semtinde görmüş değerli sanatçı Meral Okay ismi hepimizin çok hoşuna gitti. Bu arada da dolabın Bahçelievler 5. Caddede yer alan ve bizim çocukluğumuzdaki adı Filli Park şimdiki adı ise Fatih Terim Parkı olan çocuk parkında olmasına karar verdik.

Park Çankaya Belediyesine bağlı olduğundan öncelikle belediyeden bir izin alınması gerekiyordu ancak daha once de soylediğim gibi biz resmi bir kurum ya da kuruluş değildik. Bu aşamada da büyük bir destek vererek Ankara Cumhuriyet Liseliler Derneği bizim adımıza belediye resmi bir yazı yazmayı kabul etti. Bu gerçekten yola çıkışımızın ilk onemli anıydı.

Bu arada belirtmek isterim ki, benimde 88 yılı mezunu Ankara Cumhuriyet Lisesi ne yazık ki artık hayatına devam eden bir okul değil. Bu mezunlar olarak hepimizin en buyuk uzuntusu. Adını Cumhuriyet^den alan ilk lise olma ünvanını taşıyan okulumuz şimdi bahçesinde iki ayrı okulu barındırıyor olsa da, artık ne yazık ki bu isimle yeni mezunlar veremiyor. Derneğimizin bu konuda da devam ettirdiği çalışmalar var. Sonuçta her birimiz büyüdüğümüz semtlere, anılarımıza, çocukluğumuza ve değerlerimize sahip çıkmaya çalışıyoruz.

Dolabımız adına belediyeye yapılan başvuru ardından, uzun bir bekleyiş başladı. Sonucu hepimiz merak ediyorduk. Bir çok dostumuz vasıtasıyla başvurumuz takip edildi ve nihayet Çankaya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü'nün dolap projemizi çok beğendiğini ve bunun bir belediye projesi olarak da yürütülebileceği haberini sevinçle aldık.

Bu bekleyiş sırasında bizler büyük bir inançla açılabileceğine inandığımız dolabımız için kitap bağışı toplamaya başlamıştık bile. Yine Ankara Cumhuriyet Liseliler Derneği evsahipliğinde kitaplarımız toplanmaya başladı. Dolabımızı Çankaya Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü yapacaktı. Hava koşullarından etkilenmeyecek, geceleri kilitlenebilecek bir dolap istiyorduk.

Sonuç beklediğimizden çok daha iyi olmuştu. Bir seksen metre boyunda bir metre genişliğinde iki dolap yapmıştı Park ve Bahçeler Müdürlüğü bizim için. Dolapların önlerinde cam ve demirler ile kilitleri vardı. İki dolap gerçekten hiç beklemiyorduk. Dolapların montajı parka yapılıp üzerindeki pervole de kapatılınca artık her şey açılışa kalmıştı.

Bu arada iki dolabımız ama bir ismimiz vardı. Aslında bu muhteşem bir tesadufe dönüşmüştü çünkü Meral Hanım'ın çok sevdiği ve kaybettiği eşi Yaman Okay içinde bir dolap kendiliğinden gelivermişti. Bu iki değerli sanatçının çok istemelerine rağmen bir çocukları olmamıştı ve onların hatırası içleri hazine dolu olarak bir çocuk parkında yaşayabilecekti.  Meral Okay dolabını anneliği temsilen çocuk kitaplarıyla doldurmaya karar verdik. Yetişkin kitapları ise Yaman Okay dolabında duracaktı.

Proje hayata geçtikçe hepimizin heyecanı artıyordu. Bu hem sade birer vatandaş olarak bizlerinde bir araya gelerek ülkemize hizmet edebileceğimizi inancını tazeliyor, hem başkentimizde bir ilke imza atmanın gururunu taşıyor, hem bir sosyal medya projesinin çoğunluğu sadece face book üzerinden birbirini tanıyan insanlar tarafından nasıl başarılı sonuçlara erişebileceğini gösteriyordu.

Tam bir Mahalle imecesi gerçekleşiyordu. Anadolu'nun bu unutulmaya yüz tutmuş geleneği tam da ülkemizde birliğe ihtiyacımız olduğu bir dönemde gönüllü insanların katkılarıyla günden güne büyüyor, şekilleniyor ve bir sonuca ulaşıyordu. Bu anlamda katkısı olan herkese minettarız.

Dolaplarımıza bir isim vermiştik ama hepimizin kapıldığı bu heyecan dalgası nedeni ile isim sahiplerinden de bir izin alınması gerektiği aklımıza gelmemişti. Bunun üzerine değerli sanatçı Meral Okay'ın babası Ata Katı'ya ulaşma yollarını aramaya başladık. Yine değerli dostlarımızın katkılarıyla bu iletişim sağlandı.

Ata Bey girişimimizi çok buyuk bir sevinçle karşıladı ve destekledi. Aynı zamanda Ankara Cumhuriyet Lisesinde 5 yıl Milli Güvenlik Öğretmenliği de yapmıştı ve Bahçelievlere ait çok guzel anıları vardı. Açılışımıza da katılarak bizi onurlandırak olan Ata Bey'e sonsuz saygılarımızı gonderiyoruz.

Ankara'dan ve Türkiye'nin bir çok yerinden kargo ile kitaplarımız gelmeye devam ediyor. Bu kitapları tek tek inceliyor ve grubumuz adına yaptırdığımız kaşelerle kaşeliyoruz. Birinde grubumuzun adı "Emek Bahçeli Eski Dostlar Grubu", diğerinde ise "Lütfen okuduktan sonra kitabı dolaba bırakmayı unutmayınız yazıyor.

Dolabımızın açılışı için bir çocuk parkında olması nedeni ile 21 Nisan 2013 tarihini belirledik. Hem 23 Nisan a çok yakın bir tarih olması nedeni ile hem de değerli sanatçı Meral Hanım'ın ölüm yıldönümüne yakın bir tarih olması nedeniyle bu tarihi seçtik. Çankaya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Sayın Ali Tekin ile görüşerek tarihimizin uygunluğu için onay aldık.
Fatih Terim Parkı bir çoğumuzun çocukluğunu geçirdiği bir park olması nedeni ile de bizim için çok önemli ve anlamlı bir park. Bizim zamanımızda adı Filli Park olmuş olsa da hala o parkta bulunmaktan hepimiz büyük bir heyecan duyuyoruz. Dolaplarımızın bu park içinde olması da bizim için çok heyecan verici bu yüzden.
Ancak dolapları açmaktan ziyade yaşam sürelerini uzatmak çok onemli bir konu bizler için. Türkiye de yaygın olmayan Ankara'da ise bir ilk olacak olan bu dolaplar içlerindeki kitaplar eksilip yeni kitaplarla beslenmediklerinde öksüz kalacaklar. Bu nedenle biz grup olarak kendi etkinliklerimizde dostlarımızın dolaba bir bağış kitapla katılmalarını rica ediyoruz. Açılış günü bizimle olacak herkes den de bir kitap ile açılışa katılmalarını istiyoruz. "Kitapsız Girilmez" sloganımızın taşıdığı anlam aslında bu.
Dolaptan okumak üzere bir kitap alan herkesin de okuduktan sonra geri getirmesi Açık Kitap Dolaplarının sözsüz kuralı biliyorsunuz. Ama yine de geri gelmeme olasılıklarına karşı bizim daimi olarak dolabımızı kitaplarla beslememiz gerekiyor.
Dolaplar parkta bulunan Çankaya Belediyesi gorevlisince sabah açılacak ve akşam kapanacak. Yani geceleri açık kalmayacaklar. Sadece gündüz saatlerinde hizmet verecekler. Kitaplarımızı koruyabilmemiz için aldığımız bir önlem bu. Umuyoruz ki mahallemizdeki tüm dostlarımızda bu anlamlı projemize destek olacaklar ve dolaplara bizden daha çok sahip çıkacaklardır.
Afişlerimizi bir çok yere asılmaya başladı bile, çeşitli radyo ve yazılı basın kuruluşlarından da destekler geliyor. Bunun dışında İzmir Soyleşi Grubu, Change.org, Açık Radyo, Düş Hekimi Yalçın Ergir, Yaşar Sökmensüer ve pek çok kişi ve gruptan destek alıyoruz ve dolabımız ve açılışımız için yardımlarda bulunuyorlar.
21 Nisan'daki açılışımız için Face Book üzerinden herkese açık bir etkinlik tanımladık iki gunde 176 katılım oldu açılış gunune kadar da artacak, o gun buyuk bir kalabalık çocuk parkında Dolaplarımızın Açılış Panayırında olacağız.
Meral ve Yaman Okay'ı tanıyan seven herkesi de o gün açılışımıza davet ediyoruz..

Açılış Etkinliğinin Face Book Adresi :

https://www.facebook.com/events/477919522261710/






29 Mart 2013 Cuma

DAVETLİSİNİZ : ANKARA'DA BİR İLK GERÇEKLEŞİYOR, MERAL-YAMAN OKAY KİTAP DOLABI AÇILIŞI



Ankara Emek ve Bahçelievlerde büyümüş 1580 insan bir araya geldik. Sade birer vatandaş olarak da istenildiğinde BİRLİK ile neler yapılabiliyor gördük.. Ankara’da bir ilk gerçekleşiyor , Ankara Açık Kitap Dolabı ile bizimle tanışıyor!

“RAFTA BEKLETMEK KİTABA EZİYETTİR!”

BU ÇAĞDAŞ BİR MAHALLE İMECESİ..
...
BU BİRLİĞİN, DOSTLUĞUN, ÇALIŞKANLIĞIN, ÖZVERİNİN VE SEVGİNİN HİKAYESİ... DOST, SEMT, SANAT, KİTAP, ÇOCUK VE VATAN SEVGİSİNİN..

ÇAĞDAŞ BİR MAHALLE İMECESİ İLE NELER YAPILABİLİR GÖRMEK İSTİYORSANIZ...

23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMINI BİR ÇOCUK PARKINDA NEŞE İÇİNDE KUTLAMAK İSTİYORSANIZ...

SİZ DE BİR KİTAP SEVERSENİZ...

SANATA VE SANATÇIYA SAHİP ÇIKILMASINI SAVUNANLARDANSANIZ..

BU ÜLKEDE BİRLİK OLUNDUĞUNDA NELER YAPILABİLİYOR BİLMEK İSTİYORSANIZ...

21 NİSAN 2013 PAZAR GÜNÜ
SAAT 13:00 DE
ANKARA BAHÇELİEVLER 5. CADDE
FATİH TERİM PARKINDA BEKLİYORUZ..!
(ESKİ ADIYLA FİLLİ PARK)

BAYRAKLARINIZI VE KİTAPLARINIZI ALIN GELİN :)

"K İ T A P S I Z G İ R İ L M E Z !"

BU BAHAR FATİH TERİM PARKI AÇILIŞ PANAYIRI İLE ÇİÇEK AÇACAK ...
KAÇIRMAYIIIIIIN

TÜM KİTAPSEVERLER, SANATSEVERLER, İNSANSEVERLER, ÇOCUKSEVERLER, VATANSEVERLER, BİRİRİNİ SEVENLER DAVETLİDİR!!!

EMEK BAHÇELİ ESKİ DOSTLAR GRUBU
BLOG : http://emekbahceli.blogspot.com/
FACE BOOK GRUBU : https://www.facebook.com/groups/emekbahceligrubu/

ÇANKAYA BELEDİYESİ KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ VE PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ KATKILARIYLA...

22 Mart 2013 Cuma

"HAYAT" YAMAN İLE BENİM YAPAMADIĞIMIZ ÇOCUĞUN ADIYDI




Bir öykü yazarken tabii ki insanın kendi hayatından sızıntılar oluyor. Seymen’le Bahar’ın çocuğu oldu mesela (Asmalı Konak Dizisi). Adı Hayat. Hayat, Yaman’la benim çok istediğimiz halde yapamadığımız bebeğin adı. Biz o çocuğu yapamadık ama Seymen’le Bahar yaptı. Yani öykü yazmanın rehabilite edici bir tarafı var, ‘Bari bu çocuğun adı Hayat olsun’’ diyorum. Yaram biraz daha kapanıyor…

Bari bir çocuğun adı HAYAT olsun diyor Meral Okay..
...
Bir çocuk parkında bu güzel iki insanın hatırasını yaşatarak açacağımız dolaplarımız inanın giderek daha anlamlı bir hale dönüşüyor.

Hiç bir şey tesadüf değildir diye inanırım ben.. Bir sohbet sırasında çıkmıştı bir akşam dolap fikri gruptan.. Yine bir sohbet sırasında Meral Okay olsun adı denildi..Biz sadede bir dolap için gittik belediyeye ama iki dolap yapıldı.. Üstelik birbirinin birebir aynı iki dolap...

Az önce bu paylaştığım röportajı okudum ve çok duygulandım yeniden. Dolapların tam önünde govdesinden ikiye ayrılmış kocaman yaşlı bir palamut ağacı var.. Dolapları bekliyor gibi..

Hayat ağacı ne harika bir semboldür yaşamı anlatmak için.. Kökleri toprakta yuzu güneşe dönük dallarını uzatır gokyuzune..

Biz hic birimiz durduk yere bulmadık birbirimizi.. Daha nice guzel gunler var birlikte goreceğimiz..


19 Mart 2013 Salı

AÇIK RADYO 167 EMEK BAHÇELİ ÇANKAYA OTOBÜSÜNÜ GERİ GETİRME ÇABALARIMIZA DESTEK VERİYOR



Haberin orijinal adresi : http://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=31109

TEŞEKKÜRLER AÇIK RADYO

Siz de kampanyamıza inza vererek destek olmak istiyorsanız BURAYA tıklayınız..

167 EMEK BAHÇELİ ÇANKAYA OTOBÜSÜ GÜZERGAHI NEYDİ?

 
Emek Mh., Kırım Cd, 06560 Çankaya
Emek Mh., 81. Sk 1-9, 06560 Çankaya
Emek Mh., Bişkek Cd 215, 06560 Çankaya
Emek Mh., Bosna Hersek Cd 27, 06560 Çankaya
Emek Mh., Wilhelm Thomsen Cd, 06520 Çankaya
Yukarı Bahçelievler Mh., Eser Sitesi, 06520 Çankaya
Yukarı Bahçelievler Mh., Aşkaabat Cd 25, 06560 Çankaya
Yukarı Bahçelievler Mh., Aşkaabat Cd 1-13, 06560 Çankaya
Bahçelievler Mh., Prof. Muammer Aksoy Cd 68-80, 06560 Çankaya
Bahçelievler Mh., Prof. Muammer Aksoy Cd 31, 06560 Çankaya
Bahçelievler Mh., Prof. Muammer Aksoy Cd 1-7, 06560 Çankaya
Otobüs Durağı, Bahçelievler Mh., 06500 Çankaya
Bahçelievler Mh., Bahriye Üçok Cd 68, 06560 Çankaya
Emek Mh., Abdullah Gadbulla Tukay Cd, 06560 Çankaya
34. Durak, Emek Mh., 06500 Çankaya
Bahçelievler Mh., Kazakistan Cd 74, 06560 Çankaya
Emek Mh., Kazakistan Cd 98-110, 06560 Çankaya
Yukarı Bahçelievler Mh., Kazakistan Cd 140, 06520 Çankaya
Emek Mh., Kazakistan Cd 142-158, 06520 Çankaya
Yukarı Bahçelievler Mh., Wilhelm Thomsen Cd, 06520 Çankaya
Yukarı Bahçelievler Mh., Akdeniz Cd, 06500 Çankaya
Yücetepe Mh., Mareşal Fevzi Çakmak Cd, Çankaya
Devlet Mh., İsmet İnönü Blv, Çankaya
Kavaklıdere Mh., Atatürk Blv, 06680 Çankaya
Remzi Oğuz Arık Mh., Atatürk Blv, 06550 Çankaya
Çankaya Mh., Cinnah Cd 29, 06550 Çankaya
66. Durak, Aziziye Mh., 06680 Çankaya
Çankaya Mh., Çankaya Cd, 06550 Çankaya
40. Durak, Çankaya Mh., 06680 Çankaya
Gaziosmanpaşa Mh., Çankaya Cd, 06680 Çankaya
Kazım Özalp Mh., Ziaur Rahman Cd 23-33, 06680 Çankaya
Kazım Özalp Mh., Ziaur Rahman Cd, 06550 Çankaya
Birlik Mh., Ziaur Rahman Cd, 06830 Çankaya
Otobüs Durağı, Çankaya Mh., 06680 Çankaya
47. Durak, Çankaya Mh., 06680 Çankaya
Yıldızevler Mh., Simon Bolivar Blv, 06680 Çankaya
Çankaya Mh., Simon Bolivar Blv 7-9, 06680 Çankaya
39. Durak, Çankaya Mh., 06680 Çankaya
Çankaya Mh., Çankaya Cd 32, 06680 Çankaya
Çankaya Mh., Atatürk Blv, 06550 Çankaya
Çankaya Mh., Atatürk Blv 158, 06550 Çankaya
Remzi Oğuz Arık Mh., Atatürk Blv 227, 06680 Çankaya
Devlet Mh., İsmet İnönü Blv, 06650 Çankaya
Yukarı Bahçelievler Mh., Mareşal Fevzi Çakmak Cd, 06580 Çankaya
Yukarı Bahçelievler Mh., Aşkaabat Cd 68, 06520 Çankaya
Yukarı Bahçelievler Mh., Aşkaabat Cd 2-14, 06560 Çankaya
Bahçelievler Mh., Prof. Muammer Aksoy Cd 61-75, 06560 Çankaya
Bahçelievler Mh., Prof. Muammer Aksoy Cd 12, 06560 Çankaya
Emek Mh., Kazakistan Cd 20-34, 06560 Çankaya
Emek Mh., Kazakistan Cd 71, 06560 Çankaya
Otobüs Durağı, Emek Mh., 06500 Çankaya
Aşti, Emek Mh., 06560 Çankaya

Siz de bu hattı geri istiyorsanız BURAYA  tıklayarak imza kampanyamıza desteK veriniz

13 Mart 2013 Çarşamba

YALÇIN BAYER 167 EMEK BAHÇELİ ÇANKAYA OTOBÜSÜNÜ GERİ GETİRME ÇABALARIMIZA DESTEK VERİYOR

167 Emek Bahçeli Çankaya Otobüsü ile ilgili çabalarımız basından destek bulmaya başladı.
11.03.2013 Hürriyet Gazetesi - Yalçın Bayer
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22795883.asp

KAMPANYAMIZA DESTEK VERMEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ >>

 
TEŞEKKÜRLER YALÇIN BAYER

11 Şubat 2013 Pazartesi

SOKAKTAKİ DOSTLARIMIZ

    
İyi haftalar dostlar; yeni bir haftaya başlarken farkındalıklarımıza yeni bir farkındalık daha ilave etmek gerektiğini düşündüm. Sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bu yazıyı yazmak için altyapı çalışması yapmaya özen gösterdim. Bu yazıda kullandığım  tüm resimleri bizzat çektim ve resimlere baktığınız da onların duygularını hissedebilmenize yardımcı olmak en büyük amacım.
 Yukarıda gördüğünüz sokak köpeği aslında, yüzüne baktığınız da ne kadar zor, ne kadar meşakatli bir yaşamı olduğunu okumak hiç de zor olmuyor. Yağmur da ıslanmış tüyleri soğuktan titreyen vucuduna bakıldığın da  acımak işten değil. Ama yapılacaklar varken; acımak sanırım ki bu işin en kaçamak ve en acımasız ve en basit yaklaşımını içeriyor.  Son derece duyarsızlaştığımızı, son derece bencilleştiğimizi bir kez daha hatırlatıyor bize. İşte bir farkındalık daha; Hayvan sevgisinden yoksun bir gelişmiş metropol insanları olduğumuzun farkına varıyoruz. 
 
denizlerimizin vazgeçilmezleri karabataklar, martılar, denizden istediklerini alabiliyorlar. kimselere müdanaları olmadan balık sürülerinin ortalarında kümeler halinde yaşam mücadelelerini sürdürüyorlar kendilerince, Kıyıdan atılan simit parçaları da balık la beraber birleşince bugünki rızıklarını toplmanın hazzı ile mağrur bir şekilde uzaklaşıyorlar kıyıdan.....
biliyormusunuz aslında gerçek zorluğu yaşayanlar karada yaşayan dört ayaklı dostlar, teşkil ediyor. Hele hele en sıkıntılı yaşamı  olanları,  şehir içinden belediyelerce toplanıp ormanlık alana bırakılan dört ayaklı dostlar teşkil ediyorlar. İstanbul da Kemerburgaz ve Göktürk ormanlık alanları buralar için gerçekten son derece içler acısı durumlara şahitlik ediyor. O bölgeler de yaşam merkezleri kurulu. Gelir düzeyleri yüksek olan vatandaşlarımızın yaşadığı malikane denilebilecek zenginliklere sahip insanlarımızın yaşam alanaları buralar aslında; ama o dört ayaklı dostlarımızın kaderleri buralarda da değişmiyor. Son derece içler acısı ortamda yaşam                                                                                 
mücadelesi veriyorlar.                                                     Yaşam mücadelesini son derece zorlu şartlarda geçiren dört ayaklı dostlara, bazı bölgeler de son derece duyarlı, hayvansever insanlarada rastladığımızı da inkar edemeyiz. Biraz daha duyarlı, biraz daha dikkatli olmamız, bu dört ayaklı dostlara da yardımcı olmak, onların da yaşamlarını koruyabilecek ve yaşam haklarına saygılı olmak sanırım biz insanların da en büyük sorumluluklarından olsa gerek. Her öğün esnasında bu dört ayaklı ve iki ayaklı dostları da hatırlayarak. 
 Onlar için hazırlanabilecek yemeklikleri ve sulukları sokağımızın belli başlı noktalarına yerleştirebiliriz. Hazır mamalardan yada evde yediklerimizden kalan yemek artıklarını bu dostlarımızla paylaşmamız onlar için kafi olacaktır. Duyarlı olan insanlarımız da veteriner desteğinide verdirebilirler.
 
 Bu dört ayaklı dostlar son derece vefalıdırlar. Bakın bizzat yaşadığım ve yaşamaya devam ettiğim bir hikaye paylaşayım sizinle. Şarköy deki evimizin bulunduğu bölgede yaşayan dört ayaklı dostlarımız var. Yaz ayların da ve her gittiğim de onların ihtiyaçlarına yardımcı olmaya çalışıyorum. İnanırmısınız ben orada olduğum sürece kapının önünden asla ayrılmıyorlar. ve hem arabanın yanına hem evin etrafına yabancı hiç  kimseyi yaklaştırmıyorlar. Bir şekilde teşekkürlerini ediyorlar. Minnetarlıklarını ifade ediyorlar.
Hayatın koşuşturması için de yaşama biraz daha dahil olmamız da fayda var sanırım. Keyifli yaşamın kalitesi yardımseverlikten, hayvanseverlikten çevreseverlikten geçiyor. en önemlisi de her açıdan farkındalıklarımızı arttırmaktan geçiyor. Hayatı dolu dolu yaşayabilmek için dört ayaklı ve iki ayaklı dostlara sevgi dolu ve yardımcı olmayı unutmadan yaşam kalitenizi arttırmanız dileklerimle.
 
 
 

29 Ocak 2013 Salı

O GÜZEL İNSANLAR HALA BURADALAR

Her gün birbirimize daha bağlı, daha yakın olduğumuzu hisettiğim grubumuzda, bu sabah okuduklarım beni öylesine etkiledi ki yazmadan ve paylaşmadan edemeyeceğim.

Ülke gündeminde her gün onlarca olumsuz olay yaşanırken, bizler her yeni güne bu grubun güzel insanları sayesinde umutla ve aydınlıkla uyanıyoruz. Belki çok sık tekrarladığımdan klişeleşmiş olan bu sözlerin anlamı sizler sayesinde benim için her gün daha da büyüyor.

Birlikten gerçekten kuvvet doğduğunu, insanın isterse neler yapabildiğini bana, kendinize ve grubumuza defalarca gösterdiniz.

Dahası güzel niyetlerle mutlu ve faydalı işlere bizlerin birer insan, birer sade vatandaş olarak imza atabildiğimizi kanıtladınız. Hani hep sorarız ya kendimize "Ben sıradan biri olarak ne yapabilirim?".
İşte bizim bu grupta yaptıklarımız her birimizi sıradan olmaktan çıkartarak, bu soruyu kendilerine soranlar için birer model haline getiriyor. Bu da grubumuzun en çok gurur duyduğum özelliklerinden bir tanesi.

Yurdumuzun bereketli topraklarına iyi niyetle atılan her tohum yeşerir. Bunun en güzel ispatını  ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bizlere göstermemiş midir zaten?

Bütün bunları yazmama sebep olan iki olaydan bahsetmek istiyorum sizlere şimdi.

Birincisi Bahçelievler 5. Cadde'de yer alan şimdiki  adıyla Fatih Terim, eski adıyla Filli Park içerisine yapılmak üzere Çankaya Belediyesi ile birlikte projelendirdiğimiz Meral Okay Açık Kitap Dolabı için bu gün çok güzel ve anlamlı bir katkının haberini aldık. Bu katkının sağlanmasında aracı olan ve projemize gönülden destek olan sevgili Remide Arsan'a öncelikle teşekkür etmek istiyorum.



Söyleşi Grubu adına Sayın Nisim Sigura   bizlerle aşağıdaki açıklamayı paylaştı :

"Merhaba Aylin Hanım

"Söyleşi" adıyla bilinen ve içinde ortak arkadaşımız sevgili Remide Arsan'ın da yer aldığı arkadaş grubumuz, ışıklar içinde olsun MERAL OKAY adına başlatmış olduğunuz kitap kampanyasına katkıda bulunma kararı almıştır.

Ilk katkı  ise, grubumuz fahri mensubu Düşünür-Yazar sayın Hanri Benazus'ın değerli eşi, çocuk kitapları yazarı, sağolsun sevgili " Sevgi Tanrısever " tarafından , kendi
yazdığı son ve yeni kitaplarıyla gerçekleşmiştir.
 

Yolunuz açık olsun ....

Bu vesile ile de sevgili Remide Arsan' a bizlerle yaptığı değerli paylaşımı için teşekkürlerimizi sunarız...

NİSİM SİGURA"


Bu güzel katkıyı sağlayan İzmir'den Söyleşi Grubu ile doğru bir yolda ilerlediğimize olan inancım daha da kuvvetlendi. İnşallah dolabımız açılırken kendilerini de yanımızda görmek şansına sahip oluruz.


Bahsetmek istediğim ikinci güzel olay ise, yine grubumuzun değerli üyesi Sevgili Esra May'in sokak hayvanlarını korumak için KFC ile yaptığı görüşme ve bu görüşmeyi grup sayfamız üzerinden bizimle paylaşarak hepimizi tetiklemesi.

Tek başımıza olmasa bile biz BİR olarak daha pek çok güzel tohumlar ekeceğiniz ülkemize buna inancım artık sonsuz. Bu inanca olan katkınızdan dolayı hepinize yeniden teşekkür etmek istiyorum.

Hani Yaşar Kemal'in, "Demirciler Çarşısı Cinayeti" romanının giriş cümlesinde der ya ''O İYİ İNSANLAR, O GÜZEL ATLARA BİNİP ÇEKİP GİTTİLER". "Hayır" demek istiyorum şimdi hepsi burada bizimleler..

Sevgiyle kalın
Aylin Kosovaeri Şahin

BÜYÜK VUSLAT

Merhaba Mahallelim

İnanılmaz heyecanlı bir hafta sonu geçirdik. İstanbul Ankara’ya gitti. Hem de ne gidiş J İstanbul’u basar mıyız basarııız. Öyleydi böyleydi derken sevgili Hakkı ağabeyimiz bizi derledi toparladı yaptı bir etkinlik yine. İstanbul-Adapazarı-Antalya-Ankara BÜYÜK VUSLAT…

İstanbul’dan Antalya’ya transfer ettiğimiz sevgili Dilşat maalesef katılamadı ama onu çok özledik umarım sonraki etkinliklerde bir araya geliriz.

Sizlere yolculuğumuzdan başlayarak anlatmak istiyorum. Bu sefer oldukça uzun bir yazı olacak sanırım J

Eşim, ben ve oğlum 19.01.2013 cumartesi düştük yollara. İlk istikamet Sakarya. Sevgili Elif Karahan alınacak oradan ver elini Ana kara. Heyecan içinde giderken ve henüz İstanbul’dan çıkamamışken yoldaki kaza nedeniyle 1 saat kadar Gebze’de beklemek zorunda kaldık. Bu arada Ankara ile koordinasyon halindeyiz tabiî ki. Başkanım tüm detayları dakikası dakikasına gruba haber veriyor.  İstanbul’dan kalkan ikinci araba sevgili Murat Ulusoy önderliğinde Ferda Ketrez, Ayfer Kuranoğlu Somer ve Aynur Yargıç’ı alıp gideceğinden bir yandan da yol durumunu kendilerine bildiriyorum. Neyse efendim uzatmayayım biz Elif’i aldık diğer araba ile de Düzce Berceste’de buluşacağız. Biz oraya vardığımızda henüz gelmemişlerdi. Çaylarımızı içerken Murat’ın arabasını gördüğümde başladım oynamaya Ankara’nın bağları daa büklüm büklüm yollarııııı …. J Velhasıl çaylar kahveler Adapazarı simitleri resimler sohbetler derken 1 saaten fazla da orada kaldık ve düştük yollara. Her şey çok güzel hava güllük gülistanlık, tünel geçildi problem yok vee tünel çıkışı kar sis buz ne ararsanız bizi bekliyordu. Ama diğer taraftan da Ana kara bizi bekliyordu. Hiç istifimizi bozmadık. Şarkılar türküler ve eşsiz manzara eşliğinde Ankara’ya vardık.

Sanki 35 sene Ankara’da yaşayan ben değilim. Sanki daha önce hiç görmedim ben bu şehri.. Beton yığını oluşuna, her tarafın yüksek yüksek avm ler oluşuna, yeşilliğin bitişine çok üzüldüm. Hiçbir yeri tanıyamadım.

Uzun uğraşlardan sonra sevgili başkanımız Aylin Kosavaeri Şahin’in evini bulduk ve Elif’i kendisine teslim edeceğiz. Eve girdik soluklanmaya ki kimi görelim? Erol Daylan kocaman güler yüzüyle karşımızda J En mutlu olduğum anlardan biriydi. Nasıl da özlemişim Erol ağabeyimi ben.

20 ocak kahvaltısından önce Hakkı ağabey İstanbul grubu geliyor diye bir yemek ayarladı 19 ocak akşamına.  Küçük bir grup olacak bize hoş geldiniz diyecekler. Sözde… Ama biz alttan alttan sevgili Hakkı ağabeyin ve sevgili Aynur ablanın doğum günlerini kutlayacağız haberleri yok J

Akşam Bahçelievler’deki mekana en son gelen biz olduk çünkü yine kaybolduk. Yahu insan Bilkent’den Bahçeli 2. caddeye gidemez mi? Gidemez işte. Bu kadar yollar değişirse gidemez. Sağolsun Erol ağabey ve Çağlar telefonlar ile yönlendirdiler de pastaya yetiştik J

Sanal olarak konuştuğum sohbet ettiğim şakalaştığım yüzleri reelde görmek o kadar güzeldi ki. Heyecanımı tarif edemem. Şarkılar türküler göbek atmalar fasıllar ile çok eğlenceli bir geceydi. Ne kurdumuz varmış dökülecek meğer bizim J Gecenin bombası Hakkı ağabeye hediye edilen PEMBE KAZAK ve PEMBE AYICIK J Aynur ablanın da şaşkınlığı ve mutluluğu görülmeye değerdi. Gece tam 12 de de sevgili Levent Keçeli’nin yakışıklı oğlu Sarp’ın doğum gününü kutladık. Çok eğlenceli, sevgi dolu, bol kahkahanın ardından sabah kahvaltıda buluşmak üzere ayrıldık geceden.

Ertesi sabah Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi içinde olan Akademi Restaurant’da buluştuk. Aman Allahım nasıl bir kalabalık o? Bu kadar güzel insanlar nasıl bir araya gelirler? Bu konuda başta başkanımız Aylin Kosavaeri Şahin’i kutlamak istiyorum. Gerçekten çok güzel bir işe imza attı ve hep birlikte büyüttük. Her şey mükemmeldi. Laf aramızda muhlamaya da bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Kahvaltıdan en karlı çıkan çocuklar oldu. Açık havada bol bol oynadılar. Durun susun yapmayın diyenin olmadığı bir ortamda bütün fazla enerjilerini attılar. Bizler de bol bol sohbet ettik. Ayrılık saati gelip çattığında Erol ağabey ellerinde torbalar ile geldi yanımıza. Bize yolluk olarak Ankara Simidi yaptırmış onları verdi. Nasıl mutlu olduk, duygulandık ne bileyim işte insan tuhaf oluyor anlatacak kelime bulamıyor duygularını.

Eh Ana Kara’ya kadar gelip Ata’mızı ziyaret etmeden gidilmezdi. Oğlum ve eşim Anıtkabir’i hiç görmediğinden kahvaltıdan sonra soluğu Ata’mızın yanında aldık. Gittiğimizde şansımıza nöbet değişimine denk geldik. Bu seramoni her zaman beni duygulandırmıştır. Gerçekten mutlaka görülmesi gereken bir yer. Ben en son gittiğimde müze bu kadar büyük değildi. Hele Atatürk’ün balmumu heykelleri… Sanki kanlı canlı karşımda duruyor.  Eşimle hem ağladık hem gezdik ve en son bir kez daha söz verdik. RAHAT UYU ATAM SON NEFESİMİZE KADAR SENİN KURDUĞUN CUMHURİYETTE, SENİN İLKE VE İNKILAPLARIN DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞIP ÜLKEMİZİ GELİŞTİRECEĞİZ VE ÜLKEMİZE LAYIK EVLATLAR YETİŞTİRECEĞİZ….

Artık dönüş vakti geldi. Elif’i de aldık yola koyulduk.Yorgun ama mutlu ve bir çok yeni dostlar edinmiş olmanın hazzı ile birlikte …

Ama biliyor musunuz Ankara ile İstanbul Mart ayında tekrar bir araya gelecek. Bu sefer Akçakoca’da olacağız. Ama öncesinde İstanbul grubuna katılan bir çok mahellelimiz var. Onlar ile tanışmak için 17 Şubat günü Kadıköy Balon Cafe’de kahvaltı edeceğiz. Bekleriz efenim J

BİZ KOCAMAN BİR AİLEYİZ VE BEN AİLEMİ ÇOK SEVİYORUM.. J

Işıl TOKELLİ


Not: Daha çok resimi grup sayfamızda görebilirsiniz. Hangisini koyacağımı şaşırdım hepsi birbirinden güzeller :)






26 Ocak 2013 Cumartesi

GÜVEN








Hayatımızı ne kadar sıklıkla sorguluyoruz.
Muhtemelen sorunlarla karşılaştıkça, yada bir eleştiriyle karşılaştığımız da
belki de başarısızlıklarımızda.

Vardığımız sonuç ne? Gerçekten çözüm üretebiliyormuyuz?
Sanırım bu durum da en dikkat edilmesi gereken, en hasas konu önce kendimize dürüst olmaktan geçiyor.
Dürüstlük ve doğruluk hayatımızın için de o kadar önemli bir yer kapalamakta ki artık. Bundan sonraki ilişkilerimizde de dürüstlüğün  ön plana çıkması gerektiğini hissediyoruz.
Bir adım daha ilerisi Güven duymak ve Güven Duyulmak olarak şekilleniyor.
Yaşantımızı ve hayatımızı sorguladığımız da sizi karşılayan ilk soru dimdik karşınıza çıkıveriyor.

Güveniyormusun.?

Kendine güveniyormusun

Yanındakine güveniyormusun

İmkanlarına güveniyormusun

Yeteneklerine güveniyormusun

işte yüzüne çarpan beş kardeş.
sonra devam ediliyor. Kendi  hayatımız da

Güvenilirmiyiz,

Doğru ve dürüstmüyüz,

Karmaşık, yasadışı işlerimiz varmı?

Adam satarmıyız?

Sözünde dururmuyuz?

Yalan söylermiyiz?


Bu sorular hayatın en önemli gerçekleri ile karşılıyor bizi.,
Verdiğiniz cevaplar işin gerçeklerini su yüzüne çıkaracak. Hayatın en önemli parametreleri artık önümüzde.
Yaşamın için de kendimizi yenileme ve tamir etme zamanı gelmişmi? O zaman yapılacaklar belli.
Değişim. Alışkanlıklarımızdan yavaş yavaş sıyrılma zamanı.;
Kaliteli yaşam bizim de hakkımız öyle değil mi?

Haydi silkelenelim o vakit.

HAYDİ İŞ BAŞINA...



GÜVEN

Hayatını yaşarken
Bahtında ne varmış bilemezsin.
Gözlerin güven arar her zaman.
En yakının da bulamazsın.

Güvendiğini sanırsın
Hayata bile sarılamazsın
Toprak varken bile dünyada
Geleceğe sarılamazsın


Ömür TOKELLİ
26/01/2013  Saat: 13,28