29 Ocak 2013 Salı

BÜYÜK VUSLAT

Merhaba Mahallelim

İnanılmaz heyecanlı bir hafta sonu geçirdik. İstanbul Ankara’ya gitti. Hem de ne gidiş J İstanbul’u basar mıyız basarııız. Öyleydi böyleydi derken sevgili Hakkı ağabeyimiz bizi derledi toparladı yaptı bir etkinlik yine. İstanbul-Adapazarı-Antalya-Ankara BÜYÜK VUSLAT…

İstanbul’dan Antalya’ya transfer ettiğimiz sevgili Dilşat maalesef katılamadı ama onu çok özledik umarım sonraki etkinliklerde bir araya geliriz.

Sizlere yolculuğumuzdan başlayarak anlatmak istiyorum. Bu sefer oldukça uzun bir yazı olacak sanırım J

Eşim, ben ve oğlum 19.01.2013 cumartesi düştük yollara. İlk istikamet Sakarya. Sevgili Elif Karahan alınacak oradan ver elini Ana kara. Heyecan içinde giderken ve henüz İstanbul’dan çıkamamışken yoldaki kaza nedeniyle 1 saat kadar Gebze’de beklemek zorunda kaldık. Bu arada Ankara ile koordinasyon halindeyiz tabiî ki. Başkanım tüm detayları dakikası dakikasına gruba haber veriyor.  İstanbul’dan kalkan ikinci araba sevgili Murat Ulusoy önderliğinde Ferda Ketrez, Ayfer Kuranoğlu Somer ve Aynur Yargıç’ı alıp gideceğinden bir yandan da yol durumunu kendilerine bildiriyorum. Neyse efendim uzatmayayım biz Elif’i aldık diğer araba ile de Düzce Berceste’de buluşacağız. Biz oraya vardığımızda henüz gelmemişlerdi. Çaylarımızı içerken Murat’ın arabasını gördüğümde başladım oynamaya Ankara’nın bağları daa büklüm büklüm yollarııııı …. J Velhasıl çaylar kahveler Adapazarı simitleri resimler sohbetler derken 1 saaten fazla da orada kaldık ve düştük yollara. Her şey çok güzel hava güllük gülistanlık, tünel geçildi problem yok vee tünel çıkışı kar sis buz ne ararsanız bizi bekliyordu. Ama diğer taraftan da Ana kara bizi bekliyordu. Hiç istifimizi bozmadık. Şarkılar türküler ve eşsiz manzara eşliğinde Ankara’ya vardık.

Sanki 35 sene Ankara’da yaşayan ben değilim. Sanki daha önce hiç görmedim ben bu şehri.. Beton yığını oluşuna, her tarafın yüksek yüksek avm ler oluşuna, yeşilliğin bitişine çok üzüldüm. Hiçbir yeri tanıyamadım.

Uzun uğraşlardan sonra sevgili başkanımız Aylin Kosavaeri Şahin’in evini bulduk ve Elif’i kendisine teslim edeceğiz. Eve girdik soluklanmaya ki kimi görelim? Erol Daylan kocaman güler yüzüyle karşımızda J En mutlu olduğum anlardan biriydi. Nasıl da özlemişim Erol ağabeyimi ben.

20 ocak kahvaltısından önce Hakkı ağabey İstanbul grubu geliyor diye bir yemek ayarladı 19 ocak akşamına.  Küçük bir grup olacak bize hoş geldiniz diyecekler. Sözde… Ama biz alttan alttan sevgili Hakkı ağabeyin ve sevgili Aynur ablanın doğum günlerini kutlayacağız haberleri yok J

Akşam Bahçelievler’deki mekana en son gelen biz olduk çünkü yine kaybolduk. Yahu insan Bilkent’den Bahçeli 2. caddeye gidemez mi? Gidemez işte. Bu kadar yollar değişirse gidemez. Sağolsun Erol ağabey ve Çağlar telefonlar ile yönlendirdiler de pastaya yetiştik J

Sanal olarak konuştuğum sohbet ettiğim şakalaştığım yüzleri reelde görmek o kadar güzeldi ki. Heyecanımı tarif edemem. Şarkılar türküler göbek atmalar fasıllar ile çok eğlenceli bir geceydi. Ne kurdumuz varmış dökülecek meğer bizim J Gecenin bombası Hakkı ağabeye hediye edilen PEMBE KAZAK ve PEMBE AYICIK J Aynur ablanın da şaşkınlığı ve mutluluğu görülmeye değerdi. Gece tam 12 de de sevgili Levent Keçeli’nin yakışıklı oğlu Sarp’ın doğum gününü kutladık. Çok eğlenceli, sevgi dolu, bol kahkahanın ardından sabah kahvaltıda buluşmak üzere ayrıldık geceden.

Ertesi sabah Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi içinde olan Akademi Restaurant’da buluştuk. Aman Allahım nasıl bir kalabalık o? Bu kadar güzel insanlar nasıl bir araya gelirler? Bu konuda başta başkanımız Aylin Kosavaeri Şahin’i kutlamak istiyorum. Gerçekten çok güzel bir işe imza attı ve hep birlikte büyüttük. Her şey mükemmeldi. Laf aramızda muhlamaya da bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Kahvaltıdan en karlı çıkan çocuklar oldu. Açık havada bol bol oynadılar. Durun susun yapmayın diyenin olmadığı bir ortamda bütün fazla enerjilerini attılar. Bizler de bol bol sohbet ettik. Ayrılık saati gelip çattığında Erol ağabey ellerinde torbalar ile geldi yanımıza. Bize yolluk olarak Ankara Simidi yaptırmış onları verdi. Nasıl mutlu olduk, duygulandık ne bileyim işte insan tuhaf oluyor anlatacak kelime bulamıyor duygularını.

Eh Ana Kara’ya kadar gelip Ata’mızı ziyaret etmeden gidilmezdi. Oğlum ve eşim Anıtkabir’i hiç görmediğinden kahvaltıdan sonra soluğu Ata’mızın yanında aldık. Gittiğimizde şansımıza nöbet değişimine denk geldik. Bu seramoni her zaman beni duygulandırmıştır. Gerçekten mutlaka görülmesi gereken bir yer. Ben en son gittiğimde müze bu kadar büyük değildi. Hele Atatürk’ün balmumu heykelleri… Sanki kanlı canlı karşımda duruyor.  Eşimle hem ağladık hem gezdik ve en son bir kez daha söz verdik. RAHAT UYU ATAM SON NEFESİMİZE KADAR SENİN KURDUĞUN CUMHURİYETTE, SENİN İLKE VE İNKILAPLARIN DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞIP ÜLKEMİZİ GELİŞTİRECEĞİZ VE ÜLKEMİZE LAYIK EVLATLAR YETİŞTİRECEĞİZ….

Artık dönüş vakti geldi. Elif’i de aldık yola koyulduk.Yorgun ama mutlu ve bir çok yeni dostlar edinmiş olmanın hazzı ile birlikte …

Ama biliyor musunuz Ankara ile İstanbul Mart ayında tekrar bir araya gelecek. Bu sefer Akçakoca’da olacağız. Ama öncesinde İstanbul grubuna katılan bir çok mahellelimiz var. Onlar ile tanışmak için 17 Şubat günü Kadıköy Balon Cafe’de kahvaltı edeceğiz. Bekleriz efenim J

BİZ KOCAMAN BİR AİLEYİZ VE BEN AİLEMİ ÇOK SEVİYORUM.. J

Işıl TOKELLİ


Not: Daha çok resimi grup sayfamızda görebilirsiniz. Hangisini koyacağımı şaşırdım hepsi birbirinden güzeller :)






1 yorum :

  1. Bizim için de inanılmaz bir haftasonu oldu hep soyluyorum ya yuzunu ilk kez goreceğiniz insanlar için buyuk bir ozveri gosterip geldiniz.

    Hepinizi seviyorum
    İyi ki geldiniz bizi çok mutlu ettiniz.
    Aylin Kosovaeri Şahin

    YanıtlaSil